Başlığa bakıp da "herif kafayı yedi" ya da "küfürlere dayanamayıp döndü" diye düşünmeyiniz... Çünkü bu bir "alıntıdır", ben yazmadım, zikrettim.
Bu bir "mahya"...
Ramazan mahyası... Dinle imanla ilgisi olmayan, "bu yıl hac mevsimi Kurban Bayramı'na denk geldi" diye düşünebilen "alakasız" vatandaşlar için açıklayayım:
Hani şu Ramazan aylarında bir minareden öbür minareye uzatılan çeşitli yazılar... Hani
iftar vaktinde, ezan okununca ışıkları yanar... Saati olmayan, ezanı duymayan bile ışıkları görünce "iftar topunun atıldığını" anlar hani... (Minare nedir diye soracaksanız, müezzinin "
şarkı söylediği" yerdir diyebilen şaşkınlar da yaşıyor bu ülkede!)
Mahya, başka bir
Müslüman ülkesinde yok, bir tek bize özgü... Eskiden yağ kandilleriyle yapılırdı bu ışıklandırma işi, günümüzde elbette elektrik ampulleriyle yapılıyor.
Bir tür televizyon haber bülteni, bir tür pano gibi, diyebilirsiniz. O çağın kitle
haberleşme aracı.
Günümüzde, artık gereksiz, fakat "şirin" bir
uygulama, hoş bir gelenek, "couleur locale"...
Artık hiçbir işlevi kalmamış Ramazan davulcusu gibi bir şey.
Fakat ne yazılır bu mahyalarda? "Hoş geldin ey on bir ayın sultanı" gibi şeyler... "Bismillah, maşallah" gibi kelimeler...
Yani dini içeriği olan, "İslami" mesajlar verilir. Bu da çok doğaldır. Hiçkimse Selimiye'ye "Jesus Christ" yazacak değildir ya...
Ama "Kızılay'ı unutma" yazılmıştır bir zamanlar.
Peki, biz şimdi bir imamla anlaşsak, ya da
Diyanet İşleri Başkanı'nı,
müftü efendileri ikna etsek, diyelim
Süleymaniye minarelerine reklam versek... Yarın
akşam ezan okununca siz de denizin ortasından bile şakır şakır şu cümleyi görseniz: "Ey iman edenler, SABAH Gazetesi okuyunuz!"... Böylece "camilerarası" çekişme de başlasa...
Fatih Camii de "
Hürriyet ekibi Mekke'yi keşfetti" mahyasını patlatsa... Derken
Sultanahmet minarelerinde "
şampiyon Cimbom", Beyazıt'ta "bastır Kanarya" mahyaları belirse...
Sinan Paşa Camii'nde de "çarşı her şeye karşı" mahyasını okusak tabii.
Böyle rezillik olur mu? Olmaz.
Ama bir zamanlar, cumhuriyetin şu anlı şanlı "ilk döneminde" mahyalara neler yazılmış neler...
En çarpıcı olanı "VAR OL İNÖNÜ"...
Yarın bir imam aşka gelip "yaşa Recep Tayyip" yazdırsa, tozunu atarlar tozunu, kemiklerini sıyırırlar...
Ama bakın "şanlı ordu" yazarsanız kimse ağzını açmayacaktır.
Daha başka sloganlar da atılmış otuzlu ve kırklı yılların mahyalarında: "Para biriktir", "
yerli malı kullan" gibi şeyler.
"Tayyare" bile çizilmiş ayyıldız içine...
Türk Hava Kurumu, ya da "Türkkuşu" reklamı...
Hiçkimse ağzını açamamış, çünkü ağzını açmak
yasakmış.
Fakat "karşıdevrimciler" bu mahya "platformunu" kendilerine yontmamışlar. Hiçbir caminin hiçbir minaresinin hiçbir mahyasında "varol
Celal Bayar" ya da "kurtar bizi
Menderes" gibi bir slogan görülmemiş.
İsteseler yapamazlar mıydı? "Devletin sürekliliğini" halka göstermek için canım, hani
İnönü'nün paralardan Atatürk'ü kaldırıp kendi resmini koydurması gibi?... Bu, devletin sürekliliğini gösterirmiş, İnönü şakşakçıları öyle diyorlar.
Yapmadılar. "Dini" mesajlara, mahyanın asıl amacına geri döndüler, "hoş geldin ey
mübarek Ramazan", falan filan.
Onun için de uğramadıkları
hakaret kalmamıştır o günden bugüne...
Halkın niçin CHP'ye oy vermediğini hâlâ merak ediyor musunuz? Etmeye devam ediniz.
SABAH